Her toplumda olduğu gibi, Urfa toplumunda da, kumar ve kumar oyunlarına düşkünolan bir kesim vardır…Çevresel ve düşünsel bozukluklar nedeniyle insanlar, hoşolmayan bazı alışkanlıklar edinmekteler…Kumar oynamak, içgüdüsel bir dürtüolan, daha çok para kazanmak olsa da, çoğu kez, kumarbaz kişilerin, paraya da okadar önem vermediklerine şahit olunmuştur…Kazandıklarını aynı andaetrafındakilere veya tanıdıkları ihtiyaç sahiplerine (Gariban’lara)dağıtırlardı…Bir çok kumarbazda, rejon böyle işlevini sürdürürdü…Onlara görekazanılan para, “Köylü ekmeğiydi” olmayanlarla paylaşılmalıydı…Bir çok kumarbazakşamın birinde, kendi ifadeleri ile “Parayı bulduklarını”; ancak sabahleyinçorba parasına muhtaç uyandıkları müşahade edilmiştir…
S.A adında bir kumarbaz tanımıştım 1975 yılında İstanbul’da…Gecenin birinde,Beyoğlundaki Kürt İdris’in mekanına gitmiş ve kumar oynamıştı…O akşam mekandabüyük bir oyun kurulmuş, S.A da bu oyna iştirak ederek, sabaha karşı çok yüklübir parayla kaldığı otele dönmüştü…O dönem bende o oteldekalmaktaydım…Sabahleyin, öyküyü kendisi benimde hazır bulunduğum birkaçarkadaşa anlatmıştı…Biz kendisine o zaman şöyle tembihte bulunmuştuk, arkadaşartık kumardan vazgeç, hemen Urfa’ya git ve kendine üç tane 302 mersedes al veUrfa Cesur’a koy ve çalıştır demiştik…Hı hı diye cevapladı bizi…Kaybolduarkadaşımız, bir yıl sonra parayı kaybettiğini, sefilleri oynadığını ve eşinidebu arada öldürdüğü haberini almıştık…
*Geçen senede hakkın rahmetine kavuştuğunu bir arkadaşımızdan öğrendim…Kumarböyle bir şey, kurt gibi kemirir insan beynini, dengesiz bir yaşama sürüklernice insanları…Ev yıktırır, ocak söndürür…
*Kumar, içki ve kadın, en kral delikanlıyı bile madara edecek kadar tehlikelive zararlı alışkanlıklardır…
*Eskiden Urfa’da kumar; “kumar evleri” diye tabir edilen mekanlardaoynatılırdı…
*Bu mekanlarda; kumarda kaybedenlere kredi açan-para veren “Bedelçı” diyeisimlendirilen para babası-faizciler vardı…Kendi koydukları rejona göre, birebeş-on ekleyerek kaybeden kumarbazlara borç para verirlerdi…Para verilir ancak;herkese değil, gözlerine kestirdikkleri, imkan ve olanak sahiplerine öncelikverilirdi…Kimisinden, borç vermeye karşın, rehin bırakılacak değerli bir eşyatalep edilirdi…Rehin bırakılıp, bedelçiden kumar için para alanlara çokörnekleme yapabiliriz…
*Mesela; bir kumarbaz gecenin bir vaktinde evine gidip, eşinin kulağındakiküpeyi, altındaki halıyı ve yattığı yün yorganı bile rehin bıraktığı örneğiniverirsem abartı değildir…Yakınlarımdan bizzat müşahade etmişimdir…Bakırkap-kacak-evdeki radyo ne varsa mezata verilip satıldığı örneği alabildiğineyaygındır…
*Bedelçiye; para alma karşılığı bırakılan eşyalar söz verilen zaman dilimimde borçödenilmediği takdirde, yok paraya satılır ve borçtan mahsup edilirdi… Kalanborçta, yeniden faizlendirilir erteleme yapılırdı…Kesin ve kat’i sözleralınırdı…
*Arkadaşından veya baba yadigarı tabir edilen çok değerli silahların bilekumarda kaybedildiği ve bu yüzden büyük kavgaların çıktığına şahitolunmuştur…Kumar borcu yüzünden memleketini terk edenlere bile rastlanılmıştır…
*Kumarcı zihniyetine tipik bir örnekte şöyle : Kesin gözlem, kaynak ve bilgiolmamakla beraber, rivayet olunurki; kumar ve kumarbazlıkla bir zaman anılanUrfa’nın bir ilçesinde veya o ilçenin bir köyünde kumar oynayan, ancak herşeyini kaybeden birisi, gidip evinden kızını abasının altına alıp getirerek,oyuna girmek ister… Oyuncular sorar; neyine zar atacağız arkadaş deyince, “Vérebıne ébé” (Abanın altına gel-abanın altına at gibi). O yörede o dönem zardenilen bir şeyde yokmuş zaten, hayvan kemiğinden elde ettikleri ve adına “Kâv”dedikleri bir çift kemikle oynarlarmış…
*Bir kumar evinde gece boyu devam eden oyunun arkasından, bütün oyuncularparalarını kaybedince, oyun kopar ve oyuncular arkalarına yaslanıpbirbirlerinin yüzüne bakarlar…Ya arkadaş bütün oyuncular paralarını kaybettiyse,bu kadar para nereye gitti…Oyunculardan birisi; bunu bilmeyecek kadar avelmisinsen, para nereye gidecek, paranın hepsi “Var’a” (Mano’ya) çıktı diye seslenir…
*Evet genelde hep kazanan mekancı olur kumar oyunlarında…Oyun uzadıkça, manoyaçıkan para yüzünden, oyunda dolaşan para sirkülasyonu gittikçe azalır vesonuçta paranın gitti yer mekan sahibinin cebi olur…
*Kumarbazların antenleri açıktır kumar konularında…Hangi akşam hangi kumarevinde büyük oyun kurulacağının “TİYO” sunu alırlar ve ona göre ilgili kumarevlerine dalış yaparlar…Kumar evleri arasında Tiyo iletişimini sağlayan ayakçıtiyocular mevcuttu, onlarda geçimlerini kumarda kazananlardan aldıklarıparalarla sağlamaya çalışırlardı…
*Harman kalkmış, bilmem hangi köy ağasının filanca oğlu, bu akşam filanca kumarevine gelecekmiş, gündüzden ikram edilecek ve içileceklerin hazırlığıyapılırdı…
*Kumar başlamadan kuru ve yaş nevinden kafalar tütsülenir, insanlarLeyla’laşınca oyun kurulur, akıl çoktan serden çıkmıştır zaten…Vur göksünegelsin düşeş diye, kemik nankördür, takla atar dü -baraya yatar…Düşeş, şeşbeş, dübeş, dübara, dörtcahar, hep yek gibi umutlandıran ve umutsuzlaştıran zarların atışı devam ededursun, horozların ötüşü, külhancının külhanı yakışı ve daşçı eşeklernın dağagidişleri çoktan başlamıştır…
*Şafakla beraber kaybedilen çoluk çocuğun nafakası, boşa giden koca uykusuz birgece ve daha önemlisi kaybedilen sağlık…
*Aşağıda ele alacağımız “Çiplax Bozo”; Kumar yüzünden varını yokunukaybedenlerin, kumar camiasında itibarsızlaşarak, kumara para yetiştirmek içinsokaklara düşüp madaralaşmanın son halkasıdır…Çıplak Bozo; sırtında kalan tekbir gömlek, kırçıllaşmış sakalıyla, yanına da, dümene geçecek bir arkadaşınıalarak, sokaklarda üç kağıt atmaya başlar…
*Çiplax Bozo; Piyarbaşından sonra Çaybaşı tabir ettiğimiz bir yer vardı, çayınyanıbaşında da bahçeler…Hızanoğlundan gelip, Piyarbaşı, Çaybaşı, Dabbakhane veTaka ardına uzanan bir yol mevcuttu…Sabahları bu yoldan Harran köylerindengelip, şehre giden köylülerin, maslağa, hayvan mezatına gidip gelenlerinkullandığı çok işlek bir güzergahtı…
*İşte Çiplax Bozo tam bu yol üzerinde tezganı kurar peste beklemeyebaşlardı…Elinde üç tane iskambil kağıdı…Bul kari-Al pari…(Bul karayı- alparayı).Buradan geçen birçok saf köylü kardeşimizin olup bitenden haberi yok,yollarından geçip gitmekteler…Kiminin önünde saman yüklü eşeği, kiminin önünde ikiüç koyun…
*Çiplax Bozo; bu insanları tezgaha düşürmek için yanına aldığı dümenci birarkadaşının yardımına ihtiyacı vardı…
*Çiplax Bozo; bağırarak; bul kari-Al pari diye şamata yaparakbağırırdı…Tabiidir ki; Bozo’nın dümencisi, kırk harami gibi yolu kesmiş, gelengiden köylülerle kontak kurup tezgaha getirmenin, üç kağıda düşürmeninyollarını armaktadır…
*Dümenci; uzun boylu, kasketli ve burnunda Urfa gözellığ çıbanı olan biriydi…
*Yoldan geçen köylünün biri dümenciye soruyor; *“Véli héde şınu”, dümenci;arabın sadece ne dediğini anlayabiliyor, başlıyor Türkçe cevaplamaya…
*Exûy; bu adam burada bir oyun yapıyor, oyunda çok para var ama, ben hepkazandığım için beni oynatmıyor.Gel ben sana para vereyim, dediğim gibi oyna,kazandığımız paranın yarısı senin olsun, sen hiç paranı çıkarma, kaybedersenbenim param kaybolsun…Böylece arabı oyuna çekmeye ikna ediyor dümenbaz…Cebindençıkardığı parayı arabın eline tutuşturarak Çiplax Bozo’nun çezgahına düşürüyor…
*Bozo başlıyor; elleriyle evirip çevirdiği üç kağıdı yerelere serpiştirerek; “bulkari-al pari” diyerek oyunu başlatıyor…Dümenci arabın kulağına sotalı birşekilde eğilerek, parayı basacağı kağıdı gösteriyor…Arap dümenciden aldığı tiyogereğince parayı basıyor kağıdın birine…Kağıt ters yüz edildiğinde, arap parakazanıyor doğru kağıda parayı bastı çünkü, dümenci kağıtları tanıyor…Bir, birdaha arap çok para kazanıyor, dümenciarabı kenara çekerek arabın elindeki paraları alır ve ona kazandıkları paranınyarısını verir…
*Dümenci ben artık oynamıyacağım, senin şansın iyi gidiyor, gel sen kendihesabına oyna istersen der…
*Kazanılan para araba tatlı gelecek ki; arap tekrar üçkağıt oynamaya yönelir…
*Esas plan şimdi devreye girecek ve arabın cebinde ne var ne yok hepsi, ÇiplaxBozo tarafından üç kağıt yapılarak alınacaktır…
*Çiplax Bozo; şaha kalkmıştır, sinirlenmiştir, polin yapmaya başlar dümenden…
* -Arabın tekrar oyuna girmesine müsaade etmeyecektir…Git işine kardeşim benseninle oynamıyorum, sen benim bütün paralarımı aldın diye numara çekmeyebaşlar…Köylü oynamaya ısrar edince, Bozo ama o yanındaki arkadaşın oynumuzakarışmasın, karışırsa seninle oynamam der…Söz alınır, hengame başlar…Bulkari-Al pari…Bul kari-Al pari…Sürer gider…
*Arap; Bozo gibi Çiplax kalmıştır, başlar cingar çıkarmaya, hal böyle olunca, Bozo ile arap kavgaya tutuşurlar, dümencidearacılık yapmak ayağına arabı pasifize edip, Bozo ile beraber kirişi kırarlar…
*Bu gün bu köşede vukuat işlenmiştir- mimlenmiştir Bozo ile arkadaşı, tezgahıkurmak ve yeni avlarını tezgaha düşürmek için yeni bir mevki aramaya başlarlar…
*ÇİPLAX BOZO; kumar yüzünden maddi ve manevi tüm değerlerini yitirdikten sonra,bir kumarbazın içerisine düştüğü ve düşebileceği hazin bir tabloyu kategorizeetme adına simgesel bir şahsiyettir…
*Yoksa; her ne olursa olsun, insanları aşağılama, kategorize etme veötekileştirme gibi bir çaba içinde değiliz…Amacımız; bu cenahtan bir rüzgarestirip, toplumdaki bazı kötü alışkanlıkların insanlara verdiği zararlarıhatırlatmaktır…
*Kumar, alkol ve uyuşturucu gibi alışkanlıklara müptela olan tüm insanlara; Cenabıhaktan terk-i islah olmalarını temenni ediyoruz…
*Kumar; “Bir gün bal-Kırk gün B.. yedirir” özdeyişi, kumarın nedenli kötü biralışkanlık ve sonuçsuz bir serüven olduğunun bariz izahıdır…
* BOZO’laşmadan yaşamak; her insan için bir erdem olsa gerek…