* İnsanlık tarihinin ilk çağlarından, yani Adem ile Havva’dan bu yana, kadınlar ve erkekler arasındaki ilişki dünya insanlık tarihine yön vermiş, bu sebepten dolayı ülkeler, milletler ve kavimler arasında savaşlar çıkmış, ülke toprakları elden gitmiş, abi ve kardeşler arasında çıkan katliamlar sonucu insanlar birbirini öldürmüşlerdir…
*Kadının erkeğe, erkeğin de kadına duyduğu içgüdüsel arzu aşk ve şehvet, karşıkonulmaz dürtüler olmuştur…
* İçgüdüsel olan kadın-erkek ilişkileri insanlığın ilk yıllarında erkek egemenliğinin tahakkümü altında vücut bulmuştur.Bu dönemlerde olan birlikteliklerde, kadının cinsellikten haz duyumu ve doyuma ulaşması bile yadırganmış ve kanıksanmıştır…Yaşamın her alanında olduğu gibi, cinsellik alanında da erkeğinegemen gücü ağır basmaktaydı…Her seferinde erkeğin istek ve doğrultusu dahilinde birliktelikler tesis edilmeye çalışılırdı…
*Bilindiği üzre; insanlık tarihi uzun bir süre kırsal alanlarda yaşam bulmuştur…Buralardaki ağır yaşam koşulları dahilinde kadına gereken önem ve ehemmiyet atfedilmemiştir…Bir kadına; eş-arkadaş-ana gözüyle değil de, sıradan bir varlık gözüyle bakılmış, itilmiş ve kakılmıştır…
*20.yy başlarına kadar bin yıllarca insanlar toprakla haşır neşir olmuşlardır…Bu yüzyıldan sonra, insanlık alemi tarımsal yaşamdan, yani kırsal kesimden kentlere inerek, yapılan sanayi devrimine iştirak etmişlerdir…Sanayi devrimiyle başlayan ve üretimde ihtiyaç hissedilen istihdamın belirli bir kısmı kadınlar üzerinden karşılanmaya başlanmış ve böylece kadın fiilen erkeklerle beraber, hiç alışık olmadıkları bir iş modeli ve değişik bir yaşam tarzıyla karlaşmışlardır…
*Böylece; değişik ortam ve zeminlerde tanımadıkları erkeklerle birlikte yaşamaya ve çalışmaya başlayan kadınlar, genlerinde taşıdıkları feodal kalıntılardan kurtulmaya başlamışlardır…Faşist kapitalizmin zaman süreci içerisinde kadınlara tanıdıkları bir takım hak ve özgürlükler sonucunda,kadınlar erkeklerle eşit birey olma sürecine girmeyi başarmışlardır…
*Genişleyen insan hak ve özgürlükleri sonucunda, zaten doğası gereği kadında var olan cinsellik dürtüsüne de, bir nevi özgürlük kazandırmıştır…Kadın; kendi bedenini dilediği gibi kullanma yanılgısına kapılarak, kimi toplumların ve kimi inançların, ahlaki üst değerleriyle örtüşmeyen davranış tercihlerinde bulunmuşlardır…
*Kadınların bu zaafını fırsat bilen faşist kapitalizmin baronları, kadın bedenini pazarlayarak kayda değer paralar kazanmışlardır…Yani; bu defa canavar kapitalizm, kadınları kendi kirli emelleri doğrultusunda kullanmaya başlamışlardır…Böylece sanayi devriminden sonra, fiilen üretim ve iş hayatına iştirakte bulunan kadınlar, günümüze kadar gelen zaman sürecinin her aşamasında, değişik egemen güçler tarafından,bedenleri sömürülerek istismar edilmişlerdir…Her platformda, kadının dişiliği, günümüze kadar paraya tahvil edilegelmiştir…Biz; bunun tamamen tek taraflı yapılabileceğine imkan ve ihtimal vermemekteyiz…Ancak; zaman zaman kadının, istemi doğrultusunda olmadan, kadına yapılan bir çok entrikalar yapılagelmiştir…
*Cinsellik; insan tarihi boyunca olagelmiş ve bu arzu hukuki yasaklar ve yöresel örften kaynaklanan yaptırımlar olmasına rağmen, legal olmayan oluşumu önlenememiştir…Herseferinde değişik nitelik ve nicelikte varlığını hissettirmştir… Peki ne yapmak gerekir, bu oluşumu tamamen serbest ve başıboş mu bırakmak lazım, elbetteki hayır…Yaşanılan toplumların , dinsel inanç ve genel ahlaki değerlerine adapte olmasının çarelerini aramak zorundayız…Sağlıklı bir toplum yaratmamızın koşullarından önemli bir kriteridir…Revize ve rehabiliteye ihtiyacı vardır…Doğru ve sağlıklı birlikteliklerin arayışı üzerinde düşünülmelidir…Eğitim yaşındaki gençlerin, İslam-Türk sentezine uygun davranış sergilemeleri kendi onur ve haysiyetleri açısından çok önemli olacağı kanaatindeyiz…
*Siyasilerinde; cinselliğin legal veya illegal olan ayaklarını izaha çalışırken, neden sadece öğrenci gençliği üzerinden yaptığını anlamışdeğiliz…Eğer gizli ilişkilerin veya bir nikah akdine dayanmayan ilişkilerindoğru olmadığına işaret etmek istiyorlarsa, neden toplumun diğer katmanlarınıda katarak söylememektedirler…Söz konusu olan bu kadın-erkek ilişkilerininvarlığı Türkiye’de yeni mi keşfediliyor yoksa…Bu alandaki ahlaki erözyonun başlamasıuzun yıllara dayanmaktadır…Turizm bakanlığından turistik belgesi alan “kimi beş yıldızlı” otellerin amaçlarıdoğrultusunda kullanılmadığını, bu ülke de bilmiyen mi var…Soruna tek taraflı bakmamalı, kimi çevreler günah keçisi seçilmemelidir..
*Avrupa diyeceksiniz, liberal ekonomi diyeceksiniz, sınırsız demokrasi ve insan hakları diyeceksiniz, yaşam tarzına müdahil değliz deyip…Sonra da…
*Olmaz kardeşim biz; “ MÜHAFAZAKAR-DEMOKRAT” bir partiyiz…
*İnsana pardon demezler mi sayın Başbakanım…
*Yurt-kur ve milli eğitme bağlı olarak faaliyet gösteren tüm öğrenci yurtları, Anayasa ve meriyetteki diğer ilgili yasalar uyarınca, elbetteki maksadı aşmadan. denetime tabi olmalıdırlar
*Sonuç itibariyle bizlerde; ülkemizin inanç değerleri ve toplumun kabul gören üst değerlerine uygun bir yaşam tarzının oluşmasını arzulamaktayız…
*Cinsellik suç teşkil etmemeli ancak; vücut bulma tarzı edebi ve ahlaki olmalı-mahremiyet kesbetmelidir…