Mısırda, 529 sanığın idam cezasına çarptırıldığı davada dosyayı karara bağlayan askeri cunta mahkemesi, 37 kişi hakkında verilen hukuksuz idam kararını onayladı. Cunta mahkemesi, 492 kişinin cezasını ise müebbet hapse çevirdi.Merhamet sahibi insanlar tam bu habere biraz rahat bir nefes almışkenikinci ve daha büyük bir idam dalgasıMısır sahillerine vurarak ehli insaf insanları şoke etti.Dakikaya 76 kişi düşen 683 kişilik bir idam kararı…Birinci idam kararında olduğu gibi cunta rejiminin vermiş olduğubu idam kararına da büyük bir olasılıkla dünya seyirci kalacaktır. Dünyanın gözünde Müslümanın ne değeri var ki…
Görüntülerden anladığımız kadarıyla demir kafesler içindeki o yiğitlerin yüzlerinde üzüntüden, korkudan, gamdan eser yok.Kimi tel örgüler arkasında kendisine bakan çocuğuna gülümsüyor, kimi o meşhur Rabia işaretini yapıyor. Kimisanıklar "Hasbunallahu ve ni’mel vekil.Ni’mel Mevla ve ni’men nasir(Başımıza gelecek her türlü belâ ve musibete karşı Allah bize yeter. O, ne güzel dost ve ne güzel bir vekildir)" haykırışlarıyla hakikatlara kulaklarını tıkamış dünyanın kör ve sağır insanlarına gülümseyerek el sallıyorlar.
Ahiret gününe iman etmiş Müslümanlar Sisinin darağacından korkmadığını haykırıyorlar… Şehadete korkusuzca, gülerek gidiyorlar.
Duruşları kendilerini darağacına gönderen korkakların ödünü koparıyor.
“Kimi asmakla korkutuyorsunuz. Biz Rabbimize ve onun davasına inanmışlarız. Kimi kime gönderdiğinizin halen farkında değil misiniz? Yapacağınız şey, aşıkı maşuka kavuşturmaktan öteye gitmez. Siz buna zafer mi diyorsunuz?” diye bir meydan okuma var gülümsemelerinde...Tıpkı Hz. Musa’ya iman eden sihirbazların Firavun’nun asmakla korkutmasına karşılık yüzüne şamar gibi inen cevabı gibi…
49) “Firavun kızarak şöyle dedi: ‘Ben size izin vermeden nasıl ona iman edersiniz? Anlaşıldı ki o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! Ama yakında gününüzü göreceksiniz. Andolsun ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hem de hepinizi çarmıha gerdireceğim!
50) (İman eden sihirbazlar): ‘Zararı yok, şöyle veya böyle nasıl olsa biz sonunda Rabbimize döneceğiz’dediler.” (Şuara,49-50)
Keskin bir nişancının kurşunuyla can veren Esmasına yazdığı veda mektubunda ne diyordu babası?
“Sevgili kızım ve değerli öğretmenim. Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere... Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevserde olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allaha yakın, Onun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma...”
SeyyidKutubun idam cezası almış, darağacına giderken özür dilemesi halinde af edileceği teklifini nasıl reddettiğini, sanırım bilmeyen yoktur.O:
“Bir Müslüman bir münafıktan özür dilemez.”diyerek küfri, keyfi ve cebri rejimlere meydan okumuştur.Onun bu meşhur cevabı o ana kadar yazılmış ve söylenmiş olduğu herşeye bambaşka bir anlam ve değer katmış, sonraki nesil İhvan arasında bu sözün sözler içinde ayrı bir yeri olmuştur. Rabia toplantılarının tamamlayıcı şiiri, bestelenmiş haliyle onun tarafından kaleme alınmıştır:
“Kardeşim, bu zincirlerle de olsa, bu parmaklıklar arkasında da olsan özgürsün. Sen Allaha bağlandıktan sonra seni kim tutsak edebilir?”
Haydişimdi de Asr-ı saadete gidelim. Bir de o pencereden bakalım.
Peygamberin mübarek şahsiyetinden hisse alarak onda fanileşen ümmetin gönül erleri, ilahi kadere teslimiyet alanında ve Allah Rasulu’nun muhabbetine ne güzel örnekler sergilemişlerdir.Bu hale erişen sayısız Rasulullahaşıklarından ikisinin hali şöyledir:
Allah Rasulu(s.a.v)İslam dinini yaymak ve öğretmek maksadıyla etrafındaki kabilelere muallimler gönderirdi. Fakat gönderdiği bazı muallimlere ihanet edilmişti. Nitekim bunlardan biri de Recȋ Vakasında gerçekleşmiştir.
Adal ve Kare kabileleri Rasulullah’tan İslam’ı öğretecek muallimler istedi.Rasulullah da on kişilik bir heyet gönderdi.Kafile Recȋ mevkiine varınca tuzağa düşürüldü.Sekizi şehid edildi, ikisi de esir alınıp Mekkeli müşriklere teslim edildi.
Esir edilen sahabilerZeyd ve Hubeyb (r.anhüm) idi.İkisi de zalim müşrikler tarafından şehid edildi.Şehid edilmeden önce Zeyd’e sordular:
“-Hayatının kurtulmasına mukabil, senin yerinde Peygamberinin olmasını ister miydin?”
Zeyd (r.a),bu suali soran Ebu Süfyan’a acıyarak baktı ve:
“-Benim, çoluk-çocuğumun arasında olup Peygamberimin burada olmasını istemek şöyle dursun, onun ayağına diken batmasına bile asla gönlüm razı olmaz.” Dedi.
Ebu Süfyan bu muhabbet karşısında dondu kaldı:
“-Hayret doğrusu! Dedi. “Ben dünyada Muhammed’in ashabının onu sevdiği kadar, birbirini seven iki kimse daha görmedim.”
Sonra Hubeyb(r.a)’in yanına gittiler. Ona dininden vazgeçerse kurtulacağını söylediler.
Hubeyb (r.a):
“-Dünyayı verseniz bile dinimden dönmem!” dedi.
Zeyd(r.a)’e sorduklarını ona da sordular ve aynı cevabı aldılar.
Hubeyb’in ise şehid edilmeden evvel bir tek arzusu vardı. Hz.Peygamber’e muhabbetle selam göndermek!
Lakin kiminle gönderebilirdi ki! Yanında bir tek Müslüman yoktu!Gözlerini mahzun bir şekilde semâya kaldırdı ve iltica halinde:
“-Allahım! Burada selamımı Rasulullah’a ulaştıracak kimse yok.Ona selamımı sen ulaştır!” dedi.
O sırada ashabıyla Medine’de oturmakta olan Allah Rasulu’nun, “Onun üzerine de selam olsun” anlamında:
“-Ve aleyhisselam” buyurduğunu etrafındakiler duydular. Ashab-ı kiram hayretle:
“-Ya Rasulallah! Kimin selamına karşılık verdiniz?” diye sorunca:
“-Kardeşiniz Hubeyb’in selamına.” Buyurdu.
Nihayet kâfirler her iki sahabiyi de ağır işkenceler altında şehid ettiler. Şehid edilirken Hubeyb’in söylediği sözlerden biri çok manidardır:
“ Müslüman olarak öldükten sonra, şöyle veya böyle ölmek ne gam!”
(Buhari, Megazi,10,Vakıdȋ,Megazi, s.280-281)
İşte sahabinin iman, aşk ve cesareti! Peygamber sevgisi.Böyle bir işkence tablosu bizi dehşete düşürürken,Allah ve Rasulullahaşıkları böyle bir manzara karşısında asla ürküntü duymuyorlardı.Bütün dertleri,Allah Rasulu’nun teveccühüne mazhar olmaktı.Onların ihlas ve muhabbetleriyle selamları yerine ulaşıyor;hem de selam iletenlerin en yücesi Cenab-ı Hak tarafından…
Ey İslam’ın yücelmesi için çalışıp şehadeti bekleyen dünya müslümanları!Size selam olsun!
Daha önce Mısır Firavunları tarafında şehid edilen SeyyidKutub! Sana selam olsun!
Özellikle Mısır’da idam cezasına çarptırılan ikinci gruptaki 683 yiğit! Sizlere selam olsun!
Halkın özgür oyları ile seçilen ve şu anda demir kafes içindeki Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi! Sana selam olsun!
Daha ömrünün baharında Firavun düşünceli katiller tarafında kurşunla katledilen Esma Bintaci! Sen salınarak cennette geziniyorken ve cennet nimetleri ile rızıklaniyorken selamın en büyüğü ile bizden sana selam olsun!