Yazar Abdulaziz Karaköse Şanlıurfa Gazetesine yaptığı açıklamada ; 1993 Malatya doğumluyum beş yıldır Şanlıurfa da yaşıyorum.Aslında ilk ilham kaynağım insanların kitap yazması için önce bir şeyleri yaşaması gerekiyor. Bir şeyleri yaşamadan yazmak kadar anormal bir durum olamaz. İnsan bir şey yaşadığı zaman inanın kalemi de dönüyor. Yeter ki insanın hayatında yaşadığı bir şeyler olsun ve buna bağlı olarak eğer geçmişinde bir okuma kültürü varsa kelime hazinesi varsa kelime daracığı varsa bununla beraber insanın kalemi de dönüyor. Şuanda ilk kitabım bende hani tabiri caizse çiçeği burnunda bir yazarım. Yeni kitabımız çıktı. ‘’Sabır mı edeyim Şükür Mü’’ adında. On dokuz aydır üzerinde çalışıyorum. Yaşanmış bir hayat hikayesini anlatıyorum kitabımda. Yirmi yedi yaşında askeri personel olarak görev yaparken hayata gözlerini yuman çok sevdiğim ağabeyimin hastane, hastalık ve vefa sürecini anlattım. Kurgudan öte tamamen yaşanmış bir hayat hikayesini anlattığım bir eser. Bu eser daha yeni çıktı. İlk fuarımız bizimde Şanlıurfa 3. Ulusal kitap fuarı, ilk deneyimimiz. Okurlarımızla burada ilk defa buluşuyoruz, bir araya geliyoruz. Şuan için bu kitapla beraber bir ivme yakaladık. Ama bundan sonraki süreçte de bizim çok değerli okurların bundan sonraki kalemimizin mürekkebi olacaktır. aslında kitaplar yazarların kendi hayatlarına iç dünyasına ışık tutan bir ayna gibidir. Aslında her kitap o yazarın iç dünyasına tanıklık eden anlatan bir yazı gibidir. Dolayısıyla bu kitap benim duygularımı ifade ettiğim bir kitap olduğu için okuyan her okuyucu Abdulaziz Karaköse’nin duygularının bir ortağı olacaktır. Duygularına tanıklık edecektir. Şöyle söyleyeyim. Benim burası ilk fuarım, ilk imza günüm. İlk defa okurlarım geldi böyle işte küçüğünden büyüğüne kadar işte her yaş grubundan okurlarımız geldi. Okurların yazarla böyle samimi olması yazarlarla iletişim kurması nasıl yazdınız gibisinden sorular sorması muazzam bir duygu ve gerçekten bir yazarın okurları ile buluşması kadar güzel bir mutluluk olamaz. Çünkü ben on dokuz ay bu kitap üzerine bir çalışma yaptım ve on dokuzuncu ayın sonunda bu eseri ortaya çıkardık on dokuz ayı okurlarımla buluşmanın hasretini yaşadım. Çok şükür bu ulusal kitap fuarında okurlarımla buluştum. Muhteşem bir duygu bir yazar için en güzel duygu okuyucusuyla buluşmak okurların güzel yorumları ve okurla kitap üzerinde hasbıhal etmek. Esasında şunu söylemek lazım, ben uzun dönemdir kitap okuyorum ve okumayı çok seviyorum. Ama şu var gençlerimiz biraz bu anlamda kitap okuma konusunda istediğimiz seviyede değil. Ama bu demek değildir ki bu şekilde devam edecek. Biz öğretmen arkadaşlarımız özellikle eğitimcilerimiz biz yazarlar olarak bu anlamda gençlerimizi bilinçlendirmemiz lazım. Eğer biler okursak okuyan toplum olursak çok daha ileri seviyeye ulaşabiliriz. Eğer okumayan bir toplum olursak sıradanlığın ötesine geçemeyiz. Okumamız için sürekli yazarlarla okurları birleştirmek lazım buluşturmak lazım. Okurlara şunu söylemek istiyorum. Yazarlık çok uçuk bir şey değil kavuşulmayacak bir şey değil yeter ki insanlar yaşadıklarını duygularını kelimelerle ifade edebilsinler yazarlık zaten budur. Aslında her insanın hayatı bir romandır. Sadece yazarlar yaşadıklarını kelimelerle kitaba dökerler. Bazıları iç dünyasını yaşar kaybolurlar. İnsanlar inşallah ülkemizin gençleri, özellikle Milli Eğitim Bakanlığımız bu anlamda çok ciddi çalışmalar yapıyor, Belediyelerimiz. İnanıyorum ki gençlerimiz her geçen gün çok daha fazla okuyarak okuma alışkanlığını kazanarak bir ivme kazanacaklardır bu anlamda. Bu tarz fuarlar gerçekten yazar ve okuyucu için çok güzel etkinlikler. Zaten yazarlar sürekli uzun dönem üzerinde çalıştığı eserleri okuyucuya ulaştırmanın heyecanını taşıyorlar. Bu tür organizasyonlarda okuyucu ve yazarların buluşması için muhteşem bir organizasyondur. Kesinlikle bu ve buna benzer organizasyonların belediyeler tarafından, devletin belli kurumları tarafından sürekli ve sık sık tekrar edilmesi gereken çok güzel bir etkinlik. En azından biz bu şekilde toplumda okuma alışkanlığını okuduktan sonra kaleminin dönme alışkanlığını da kazandırabiliriz. Ben beş yıldır Şanlıurfa da yaşıyorum 2015 yılından beridir buradayım. Şanlıurfalıları çok seviyorum. Gerçekten beş yıldır Şanlıurfa ailesinin bir ferdi olmaktan da gurur duyuyorum. Gençlere ve okuyucularıma şunu söylemek istiyorum. Gerçekten kitap ayrımı yapmaksızın birçok kitap okuyun. Yazarlarla hasbi hal edin. Bir kitap fuarı gördüğünüz zaman, bir kırtasiye, bir kütüphane gördüğünüz zaman gidin oradaki kitapların iç dünyasına katılın. Gerçekten her bir kitap bir yazarın iç dünyası demektir. Kitapları okuyup yazarların iç dünyasına tanıklık edin. Nerede olursa olsun okulda, yolculuk esnasında, evde, istirahatlarınız da ve günlük en az otuz kırk sayfa kitap herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.Dedi,
Kültür Sanat
06 Aralık 2019 - 11:49
Gençler kitapların iç dünyasına katılmalı (Videolu Özel Haber)
Karaköse; . Gençlere ve okuyucularım Gerçekten kitap ayrımı yapmaksızın birçok kitap okuyun. Yazarlarla hasbi hal edin. Bir kitap fuarı gördüğünüz zaman, bir kırtasiye, bir kütüphane gördüğünüz zaman gidin oradaki kitapların iç dünyasına katılın.
Kültür Sanat
06 Aralık 2019 - 11:49
İlginizi Çekebilir